2018’in En İyi Albümleri

Bundan uzuuun uzun yıllar önceydi. Henüz 2000’lerin başlarında, “asıl” 90’ların sonlarında idik. “Esaslı” tüm gruplar dağılmış, esaslı dergiler kapanmış; “gibi yapan” herkes kendisini, içinde yüzmediği suların sahibi ilan etmiş idi. “Retro” kelimesi sadece New York’dan çıkan indie rock gruplarında işe yarıyordu, punk ve heavy metal’in bu kelimeye sarılıp yeniden doğuşuna daha bir kaç sene vardı. Güzel zamanlar değildi.
Sonra bizler, “büyüyünce müzik dinlemeyi bırakamayanlar”, bir delilik ettik ve uzun listeler çağını başlattık. Bunu çoğu beş on arkadaş MySpace’de, arkadaşlarımızın internet sitelerinin forum kısımlarında, bugün TC’de yasaklı olan Last FM’de yaptık. Bu sayede yüzlerce tanıdık, büyük firmaların yayınladığı moderen albümlerin yanında grindcore, death metal, black metal, indie, noise rock, hardcore/punk albümlerini de keşfetmeye başladı. Okuduğumuz fanzinler, magazinler, müzik gruplarının elemanları – çoğunlukla myspace sayfalarından – bunu zaten yapıyordu ama İngilizce bilen sınırlı bir kitle ile kalıyordu bu paylaşımlar. Türkçe çıkan dergilerin listeleri ise hep sınırlı sayıda albüm ile çakılı kalıyordu. Listelere giremeyen albümleri kimsenin ruhu duymuyordu. İnsanlar yeniden “yetinmemeye” başladıkça, zamanla daha çok bilinmeyen grup içeren bu kişisel listeler her ortamın normali haline gelmeye başladı.
2000’lerin tam ortasında aynı anda iki şey oldu. Birincisi, üniversite yıllarını üç büyük şehir ve Eskişehir semalarında geçiren ve bu dönemde müzikal anlamda olgunlaşan yepyeni bir nesil müzik üretmeye başladı. İkincisi, 90’larda müziğe yön veren ama daha sonra müzikle olmayınca diğer yollardan hayatını kazanmakla uğraşmak zorunda kalan nesil, ekonomik bağımsızlığını kazanınca bunu yeniden müziğe yatırmaya başladı. 2007’den itibaren bu iki neslin aynı barda, konserde, heavy metal ve punk kökenli müzikler eşliğinde buluşması 90’ların büyüsünü geri getirdi. Eskiler yeni basımlarla genelde online ve plak formatında çevrime girerken; 2010’lardan itibaren yeni grupların konserlerinde eski hava yakalanmaya başlandı. Dünyada da aynı şey oluyordu aslında. Metal Hammer gibi piyasa metal dergileri, 1992-2005 döneminde yerin dibine soktuğu albümleri klasik diye anmaya; Decibel gibi yeni dergiler zamanında yok sayılan Incantation, Immolation gibi efsane grupların albümlerinin hikayelerini sayfa sayfa anlatmaya başlamıştı. Eskiden hak ettiği değeri görmemiş her grup yeniden toplanıyor ve yeni albümlerle, turnelerle geri dönüyordu. Bu yıllarda firmalardan şutlanan, yeraltında kalıp hak ettiği değeri bulamayan kim varsa bugün yeniden toplanmış, turneye çıkmış ya da albümleri yeniden basılmış durumda artık.
Biz listeciler, Doğu Yücel’in Düşler Ve Kabuslar forumu gibi online sitelerden yola çıkıp bloglara yayılmıştık. Amacımız büyük küçük ayırmadan sevdiğimiz albümleri anlatmaktı. Yeraltındaki bir sürü cevher, yerüstündeki yazarlar, dj’ler, okurlar, dinleyiciler tarafından keşfedilmeye başlandı. Televizyon ve radyonun bilinen isimleri bu online mekanlardan film ve şarkı önerileri bile “araklar” oldu. Paslanmaz Kalem’in yeni çıkan Metallica ya da Architects albümü ile Burial Invocation ya da Immolation albümünü ayırmadan bir arada dinleyen ve değerlendiren kafası, taa mükemmel içeriğine rağmen tarihe karışan Electric Magazine döneminden beri iyice yayıldı ve açıkçası, bunda biraz da tuzumuz olduğunu bilmek bizi mutlu etti.
Yine aynı forumdan, Düşler ve Kabuslar’dan çıkıp ortamlara yayılan bir diğer tayfa da Blue Jean’in içinden taşarak bağımsızlaşan Headbang tayfasıydı. Laneth ve Non Serviam’ın lokomotifi Çağlan Tekil’in çete başı olduğu bu ekip, aynı misyonu daha farklı bir açıdan taşıyordu. Son iki yıldır yılın albümleri listesini beraber hazırlıyor olmamız bu açıdan bir tesadüf değil, bir çakışmaydı aslında. Bir demo grubuyla majör firmadan çıkmış bir albümü, bir pop albümü ile aynı listede görebileceğiniz mekanlardan biri Paslanmaz Kalem’di. Headbang’de, black metal’in kalelerini sayfa sayfa anlatıp aynı sayıda Panic At The Disco’ya yer verip, gelen eleştirilere gülüp geçen bir dergiydi. Yılda bir kaç defa benzer yollarda yürürken karşılaşmaları kaçınılmazdı. Dolayısıyla, aşağıda okuduğunuz listede seçtikleri albümler yer alan Headbang ve Paslanmaz yazarları, yerin altını üstünü karıştırıp, müzik sevgisi dışında ellerine geçen bir şey olmadan, sizler için hazırladılar bu listeyi.
Şimdi işin sadece müzik tarafı ile ilgili olanlar okumayı bırakabilir ve listeye ( ek olarak yazarların tek tek bireysel listelerine ) geçebilir, hakkıdır. Ama yıllardır yayınladığımız bu liste için yukarıdakileri neden bu sene yazdın diye soracak olanlar çıkabilir, ki onlar da haklılar; cevabım satırların yazarının kronik karamsarlığında gizlidir. Çünkü;
Artık Lemmy Kilmister’dan David Bowie’ye kadar, kahramanlarının ölümünü seyretmiş; televizyondan canlı yayında savaş izlemiş; kafa kesme videolarına şahit olmuş bir türüz biz. Şarkılarda bize anlatılan, yazılarda yazdığımız, bir şekilde sanatla iç içe olan her birimizin eserlerinde anlatmaya çalıştığı her şey, gerçek olmuş durumda. Dünyanın bugün gelmiş olduğu halde, gerçek bir distopyanın içinde yaşar vaziyetteyiz. Eskiden, kaosun girdabına girmeden önceki zamanlarda, her kültürel aksiyonun bir görevi vardı ve bu toplumsal anlamda bir yaşam biçimine kodluydu. Bugün, siz hangi Slayer albümüyle güne başlayayım diye düşünürken, İran’dan çıkan black metal grubunun demosu ile Çin’li bir power metal grubunun ilk LP’si önünüze aynı anda düşüyor ve grupların ikisi de ne kendi ülkelerinin kültürel koduna, ne de o eski Batı kültürel hegemonyasının söylemine mahkum olmayabiliyor. Ama işte bu bir rüya ve tüm dünyanın tek bir cennete dönüşmesi en iyimser şarkıda bile mümkün değil. Çünkü orada bile gözünüzde iki yüzlü bir Yoko Ono figürü belirebilir, iki yüzlülüğü görebilirsiniz. Küreselleşmenin neo liberal versiyonunun yalan olması gibidir, kendine has bir kokusu vardır. Kısacası bir AVM’de gezerken, önünden geçtiğiniz dükkanın reklamının telefonunuza düştüğü “Black Mirror” bölümlerinden birinde yaşıyorsunuz artık.
Dolayısıyla, birileri “çürük kültürel ataklarla” bizleri yeniden kodlamayı deniyor bu fırsat eline geçtikçe. Üç yanı denizlerle çevrili açık hava hapishanesinin baş gardiyanı, “kültürel olarak iktidara gelmeliyiz artık” diyor. Faşistlerin okuldaki normal öğrencilere saldırılarını öven Trump’dan; kendisini eleştiren punk grubu Pussy Riot’ın tüm üyelerini tutuklattıran Putin’den hiçbir farkı yok gardiyanın. Önümüzdeki yıl, buralara da bulaşmaya başlayacağını hissediyorum artık.
İşte o “kültürel olarak iktidara gelme” dönemi, “They Live” gibi bir filmde olduğu gibi gerçeğin gözlük takınca görülen bir sır olmadığı, açıktan açığa ortaya saçıldığı, sıradan insan için inkar ile dolu ve gri; bizim gibiler için yok oluş ile dolu ve kırmızı olacağı bir dönem olacak. Tıpkı bir toprağı ele geçiren herkesin, kendisinden öncekileri yok ederken, yok edilenin yaşadığı hissiyat gibi; bir anda olacak. Umarım sesimiz çıkar, birileri bizi duyar ya da bu satırların yazarı çok fazla death metal dinleyen bir pesimist çıkar.. Vakit gelene kadar, 2018’in en iyi albümlerini zevkle okuyun anacım. çünkü bu tür şeyler değerli artık. Çağlan’ın yeni Laneth konserinin kadrosu, Diabolizer’ın ilk albümünde ep’den daha da sert olup olmayacağı, Dr.Skull’ın box setlerinin içeriği, bu yıl hangi gruplarımızın yurtdışında festivallerde çalacağı, sevdiğimiz tanıdığımız insanların yıl sonu listeleri… Mutlak güç peşinde koşanların emellerine ulaşacağı güne kadar, eğlenceli başka neyimiz var ki?
Kerem Onan
2018’in En İyi Albümleri
- JUDAS PRIEST – FIREPOWER
- ALICE IN CHAINS – RAINIER FOG
- PARKWAY DRIVE – REVERENCE
- TRIBULATION – DOWN BELOW
- BURIAL INVOCATION – ABIOGENESIS
- SLEEP – THE SCIENCE
- A PERFECT CIRCLE – EAT THE ELEPHANT
- YOB – OUR RAW HEART
- GHOST – PREQUELLE
- VOIVOD – THE WAKE
- MANIC STREET PREACHERS – RESISTANCE IS FUTILE
- IHSAHN – AMR
- DARON MALAKIAN’S SCARS ON BROADWAY – DICTATOR
- MINISTRY – AMERIKKKANT
- AT THE GATES – TO DRINK FROM THE NIGHT ITSELF
- KRIEGSMASCHINE – APOCALYPTICISTS
- UDO – STEELFACTORY
- IMMORTAL – NORTHERN CHAOS GODS
- DRUDKH – THEY OFTEN SEE DREAMS ABOUT THE SPRING
- RIVERS OF NIHIL – WHERE OWLS KNOW MY NAME
- IRON LAMB – BLUE HAZE
- NAEVUS – CURSES
- TRAGEDY – FURY
- WATAIN – TRIDENT WOLF ECLIPSE
- ANNA CALVI – HUNTER
- BRAND OF SACRIFICE – THE INTERSTICE (EP)
- MAGGOT HEART – DUSK TO DUSK
- MARDUK – VIKTORIA
- TESERRACT – SONDER
- TOBY DRIVER – THEY ARE THE SHIELD
- METAL CHURCH – DAMNED IF YOU DO
- MYLES KENNEDY – YEAR OF THE TIGER
- NECROPHOBIC – MARK OF THE NECROGRAM
- STILL CORNERS – SLOW AIR
- AMORPHIS – QUEEN OF TIME
- GALVANIZER – SANGUINE VIGIL
- GRETA VAN FLEET – ANTHEM OF THE PEACEFUL ARMY
- HERR LOUNGE CORPS & CADAVEROUS CONDITION – THE BREATH OF A BIRD
- MOURNFUL CONGREGATION – THE INCUBUS OF KARMA
- NILS FRAHM – ALL MELODY
- SEPULCHER – PANOPTIC HORROR
- AVATAR COUNTRY – AVATAR
- PARLAMENTARISK SODOMI – KRIG MIT NORGE
- PROFESSOR BLACK – SUNRISE
- RIVERSIDE – WASTELAND
- SOULFLY – RITUAL
- THE NIGHT FLIGHT ORCHESTRA – SOMETIMES THE WORLD AIN’T ENOUGH
- THE SKULL – THE ENDLESS ROAD TURNS DARK
- ULTHA – INEXTRICABLE WANDERING
- ARCHITECTS – HOLY HELL
- FUNERAL MIST – HEKATOMB
- HAUNT – BURST INTO FLAMES
- JAZZANOVA – THE POOL
- LIK – CARNAGE
- LYCIA – IN FLICKERS
- SHAME – SONGS OF PRAISE
- TURNSTILE – TIME & SPACE
- UNCLE ACID AND THE DEADBEATS – WASTELAND
- ALTARS OF GRIEF – IRIS
- CORROSION OF CONFORMITY – NO CROSS NO CROWN
- DEATH IN JUNE – ESSENCE!
- MØL – JORD
- MONSTROSITY – THE PASSAGE OF EXISTENCE
- TAPHOS – COME ETHEREAL SOMBERNESS
- BULLET FOR MY VALENTINE – GRAVITY
- FREDAG DEN 13:E – DYSTOPISK UTSIKT
- HELRUNAR – VANITAS VANITATVM
- LAIBACH – THE SOUND OF MUSIC
- LUCIFER – LUCIFER II
- NATHAN GRAY – FERAL HYMNS
- ORPHANED LAND – UNSUNG PROPHETS & DEAD MESSIAHS
- OUTER HEAVEN – REALMS OF ETERNAL DECAY
- SNAIL MAIL – LUSH
- VIXEN – LIVE FIRE
- BEACH HOUSE – 7
- BEHEMOTH – I LOVE YOU AT YOUR DARKEST
- DEICIDE – OVERTURES OF BLASPHEMY
- JONATHAN DAVIS – BLACK LABYRINTH
- KARG – DORNENVÖGEL
- SIEBEN – CRUMBS
- TRACEY THORN – RECORD
- WAKE – MISERY RITES
- ZEAL & ARDOR – STRANGER FRUIT
- JOE SATRIANI – WHAT HAPPENS NEXT
- KHEMMIS – DESOLATION
- TREMONTI – A DYING MACHINE
- USURPRESS – INTERREGNUM
- VREID – LIFEHUNGER