2024’ün En İyi Death Metal Albümleri

658
0
Paylaş:

Bir müzikseverin yıl sonuna kadar sürdürdüğü motivasyonunun ödülünü almışçasına kendisini mutlu eden şeylerden biri de listeler yapmak oluyor. Hem yıl içerisinde gösterdiğimiz performansın bir özeti, hem de kendimizce verdiğimiz ödüller gibi düşünün. Siz ne derece bu işten keyif alıyorsunuz bilmiyorum ama benim için zaman ve dikkat ayırdığım keyifli bir gelenek adeta. Hatta merak duygusu ile başka müzikseverlerin listelerine de bakmak ve içinden yeni cevherler keşfetmek en güzel müzik işlerinden birisi. 

Metal müziğin sınırları günümüzde her zamankinden daha fazla varyasyona sahip. Çok keskin olmayan bu hatlar etrafında, zaman içerisinde oluşan en gürültülü türlerden birisi de death metal. Adında death kelimesi geçiyor diye negatif ve duygu düşüren bir havası varmış gibi olsa da aksine kimilerimiz için en mutlu anlarımızın fon müziği olacak derecede tutkulu bir müzik. Evet tarzın içinde bulunan rahatsız kimya zaman zaman zorlayıcı olsa da peşinden gidip mağaraların en tekinsiz köşelerini karış karış gezme çabamız sayesinde bu eylem tonla yeni grup ve albüm keşfi ile sonuçlanıyor.

Yeni ve heyecan dolu gruplara, efsane ve hatta kült albümler üreterek bileğinin hakkı ile yerini sağlamlamış gruplar da eklenince; death metal takipçisine çoklu deneyimler vaat eden klas bir tür olarak yerini koruyor. Belli ki uzun yıllar da seveni bol olacak. Şimdi girişi çok daha uzun tutmamak adına yıl içerisinde dinleyip yer vermek istediğim ve tamamen BENCE olan listeye geçebiliriz. Eminim sizin çok daha iyi bulduğunuz albümler vardır ve lütfen biz aç liste canavarlarına kendi paylaşımlarınızı iletin. Rahatına düşkünler ve kalbi zayıflar ise bu noktada durabilir. Ama eğer damarlarında adrenalin patlaması arıyorsan, midem ve kalbim de buna hazır diyorsan işte burası tam sana göre.

Hadi buyur!

20. Wormed – Omegon

Potansiyellerinin bu albümde tam anlamı ile yerini bulduğu bir yıkım manifestosu. İçerdikleri teknik ve kozmik atmosfer her seferinde derinizden bir parça daha alıp seyreltiyor resmen. Sarsılmaz ve hesaplanamaz teknik detaylara sahip bir grubun olağanüstü derecede iyi bir albümü var karşımızda. Böyle giderlerse matrisin yer aldıkları tarafı ile istedikleri sonuca ulaşmaları kaçınılmaz. Öküz gibi!

19. Spectral Voice – Sparagmos

İster black metal hissiyatı ile ulaşılan anlar olsun, isterse ürettikleri death metalin çürüyen etleri ile savurdukları ses dalgaları olsun elimizdeki şey zifiri bir karanlık ve elle dokunulacak kadar uğursuz bir melodi bütünü. Yunan efsanesinden alınan bir “kavram olan sparagmos”, bir kurbanın ritüel olarak parçalanması ve bunu çoğunlukla yamyamlık tüketiminin takip etmesi olarak açıklanabilir. Grup bunun gibi ürpertici bir temayı alıp suratınıza öyle ruhani bir şekilde fırlatmış ki… Çanlar sizin için çalıyor. Lanet gibi!

18. Ingested – The Tide of Death and Fractured Dreams

Ingested’ın geldiği nokta herkesin zevkine hitap etmeyebilir, farkındayım. Son albümdeki Death Metal, Deathcore, BDM, Slam içerikler filan derken eskisi gibi müzik yapmadıklarını bile düşünen olabilir. Ben ise çok kimsenin aksine yayınladıkları bu albüm ile sanırım kariyer zirvesini gördüklerini düşünüyorum.  Her şarkı içeriğindeki bileşen parçalarını hayvan gibi iyi kullanıyor ve acımasız bir kolaylıkla hedefi çok iyi yerlerden vuruyor. Öyle böyle sevmedim anlayacağınız. İçerdiği şekeri kalorisi filan umurunuzda olmadan, hep daha fazlasını yemek istediğiniz iştah açıcı bir yemek gibi! 

17. Fulci – Duck Face Killings

İyi bir korku filmi deneyimine sahip olmanın birden fazla yolu var. Sadece izlemenin değil, duymanın da benzer hissi yaşattığı bir sonuçla karşı karşıyayız. Grubun sahip olduğu ismini düşününce, ne kadar klas bir miras ve sermayenin müzikal anlamda da olsa parçası olmalarına bayılıyorum. Bu anlamda, geleneği koruyarak albüm hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde filmden alınan birkaç saniyelik bir diyalogla başlıyor ve hemen ekranı kana buluyor. Yas tutulacak ya da kutlanacak hiçbir şey yok. Hayat tüm acımasızlıkları ile devam ediyor. Aslında olduğu gibi!

16. Necrot – Lifeless Birth

Bu albümleri ile de çok iyi iş başarmış harika grup Necrot’u övmek belli ki önümüzdeki senelerde de devam edecek. Yeraltı death metalindeki yerlerini ağır sıkletler olarak değiştirdiklerini görüyorum. Yaylım ateşi açıp sıka sıka ilerleyen, tavizsiz ve vurucu bir grubun önünde durmak pek mümkün gözükmüyor. İstikrarlı bir öfke ve duygusal bir tutkuyla çalınan tam bir death metal patlaması. Patlama sonrası ruhunuz oraya buraya bulaşabilir. Ara bul şimdi. Hayatsız gibi!

15. Cosmic Putrefaction – Emerald Fires Atop The Farewell Mountains

One-man death metal olaylarına bakınca elimizdeki en parlak müzisyenlerinden birisi Gabriele Gramaglia. İstediği ve hedeflediği her şeyi nasıl olması istiyorsa öyle planlıyor ve başarıyor. Albümdeki kompozisyonları düşününce tek elden çıkmış olmasına ayrı ayrı tebrikler sunuyorum. Çok devasa bir iş başarılmış yine. Bu açıdan albümdeki parçalardan birisinin adı o kadar doğru ve yapılması gerekeni özetliyor ki.. Cidden “amansız karanlığa bir selam vermeliyiz.” Soğuk, siyah bir boşluğun kapsayıcı atmosferiyle tanışın ama temkinli olun. Uçurum gibi! 

14. The Black Dahlia Murder – Servitude

Geçtiğimiz senelerde kaybettiğimiz şahane frontman Trevor için ciddi anlamda üzülmüştüm. Çok yetenekli bu kayıp sonrası grup ise sahip oldukları yası avantaja çevirmeyi başarmış. Hem de ne başarmak. Ve bunu hiç de bir anma albümüne dönüştürmeden başarmışlar. Grup üyelerinin her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Her zaman en sevdiğim gruplardan biri oldular.Bir arada kalabildiklerini ve müzik üretmeye devam ettiklerini görmek iyi hissettiriyor. Çalışmalarını ölümün bile rayından çıkaramayacağı bir gruptan sağlam bir albüm daha. Taş gibi!

13. Eye Eater – Alienate

İçerdiği Ulcerate ve Deathspell Omega hissiyatı sebebi ile sevmemem mümkün değildi zaten. Ama bu saydığım isimlerin bir kopyası olma gibi bir durum yok yanlış anlaşılmasın. Kendi yolunda yürümeyi becermiş bir oluşum olarak dikkate alınmalı. Dissonant işlerden keyif almayı bilenler içinse ekstra iteklemiş olayım. Bu arada albümü çok daha büyük bir kesimin fark etmesini isterdim. Sanırım pr tarafını reddetmeleri ve kişiliksiz olarak görünmeyi tercih etmeleri ile alakalı olarak karanlık bir kuytuda bulunmayı bekliyorlar. Hint kumaşı gibi!

12. Defeated Sanity – Chronicles Of Lunacy

Büyük bir istikrarin timsali kendileri. Sıfır saniyede suratınızı darmadağın edecek bir çete misali fırsat bulduğu an yapıştırır geçerler. Aslında yıllardan beri yaptıkları şekilde bu açıdan bakınca değişen pek bir durum yok. Grubu bilenler zaten ne ile karşı karşıya olduklarını bilirler. Farklı bir anlatıya bu albümde de gerek yok. Grubun kurucusu ve davulcusu Lille Gruber tam bir kuduz. Ortaya çıkan sonuç bilimsel olarak da ayrı alkışlanmalı. Özetle; Defeated Sanity’yi kendi oyunlarında yenmenin hiçbir yolu yok. Hükmen mağlupsunuz gibi!

11. Engulfed – Unearthly Litanies of Despair

Kan çanağından fırlamış gibi duran bir tablo misali şeytani bir olayı var albümün. Kapağı, besteleri ve işçilikleri ile beni yıl içerisinde defalarca alt etmiş bir albümden söz ediyoruz. Bu albüm ruhunuzu, duyularınızı ve hayatınızı yok edecek şekilde tasarlanmış ve bunu başarmaya yemin etmiş bir tarikatın ürünü gibi resmen. Bence artık kendileri müzikal olarak bir sonraki seviyeye geçmiş ve bunu yaparken de apoletlerini irin dolu balçıklara batırıp üniformalarına takmış. Rütbelerinizin farkındayız. Takipteyiz, asker gibi!

10. Undeath – More Insane

Bence 3’te 3 yapan grubun kafa sallama garantili cillop bir albümü ile beraberiz. Türün denenmiş ve doğru yöntemlerinden ödünç almanın ve kendi keyiflerine göre denemeler yapmanın hem mümkün hem de tavsiye edilebilir olduğunu ortaya koyan şahane bir iş. Death metal müzikseverliği içerisinde hangi seviyede olduğunuzdan bağımsız olarak, keyif garantisi var bir kere. Undeath, kariyerlerinin bu noktasında belki çok yeni bir şey yapmıyor ama kendilerini karşı karşıya getireceği bir ölçüt olarak yine kendilerini gösteriyor. E bu da övülmeli. Hem de hayvan gibi!

9. 200 Stab Wounds – Manual Manic Procedures

Bu kadar darbe alıp nasıl daha fazlası için yalvarırcasına devam edilebilir. Cidden grubun yarattığı bu müzikal hazzı dinleyince hemen anlıyorsunuz, şıp diye. Takip ve eşlik edilebilir müzik yaratmak hadi yapalım deyince o kadar kolay bir iş değildir vesselam. Ama grubun kimyası ve hedef tahtası o kadar berrak ki, bu konudaki başarıları da ışıl ışıl gözükebiliyor. Böyle kan yoğun bir albümden bahsederken ışıldamak garip bir kelime tercihi olsa da siz anladınız sanırım beni. Albüm sanki tam da konserde çalınması için bestelenmiş gibi duran, enerjik ve keskin bir karakter sahibi. Zımba gibi!

8. Replicant – Infinite Mortality

Bu albümü dinleyince muhtemelen kendi kendinize, “oha, bir albümde olması gereken ne kadar çok fazla harika şey var.” diye düşünüyorsunuz. Elbette haklısınız. Buradaki bazı şeyler cidden bir grubun ulaşabileceği death metal mükemmelliğine en yakın noktada duruyor. Ses duvarlarını her an yırtacak gibi duran pasajlar ile coşkun bir ruh hali içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Kesinlikle zorlayıcı anları olsa da, elde ettiğiniz sonuç muazzam. Ayrıca eğer benim gibi dinlemelere doyamıyorsanız ve müziğin sizi çok az ekstrem grubun götürebileceği yerlere götürmesine izin veriyorsanız iş daha da harika yerlere varıyor. Kaçmaz, kaçamaz. Hakikat gibi!

7. Mitochondrion – Vitriseptome

Evet, resmen bitirme tezi gibi bir albüm var sırada. Öyle herkesin yiyeceği, pardon baş edebileceği bir iş değil ortadaki. Albümün ve hatta aslında grubun “expert” seviye death metal dinleyicilerine özel olduğunu düşünüyorum. Bunu derken elitist bir tavırla “siz ne anlarsınız” demek gibi değil de “iş ciddi beyler” gibi anlaşılmak isterim. Bu arada biz bu albümü tam 13 yıl bekledik. Umudu kestiğim bile oldu yeni bir şeyler duyabilmek adına. O yüzden her saniyesini ayrı bir özen ve dikkat ile dinledim. Size de başta zorlayıcı gelse de yılmadan devam etmenizi öneririm. 21. yüzyılın karanlık perdesine yansıyan disso-death metal için müthiş bir gösteri bileti var elinizde. Başyapıt gibi!

6. Brodequin- Harbinger of Woe

Brodequin geri döndü! Grubu bilenler ne kadar tehlikeli olduklarının tecrübesinden geçmişlerdir diye düşünüyorum. Öyle dinleyip kaçabileceğiniz bir müzikle karşı karşıya değilsiniz yani. İnsanlık dışı çalınan davullar ve riffler ile acımasız bir zindanda gibisiniz. Jamie Bailey’nin vokal performansı kesinlikle muhteşem.2000’lerin başındaki brutal death metalle ilgilenen herkes için nostaljik bir yolculuk. Gideceğiniz ve varacağınız yerde oyalanmanız pek de muhtemel. Atmosferi ile ayrıca da gol atanlardan biri. Can pazarı gibi!

5. Ingurgitating Oblivion – Ontology of Nought

Senenin benim adıma en iyi keşiflerinden birisi oldu. Çarpıcı ve nefes kesen partisyon yazma anlayışına sahip grubun ürettiği bu sofistike albüme tek kelime ile bayıldım. Albüm içerdiği lezzetleri tattırmak için davetkar veya kolay bir ikram yolu seçmiyor. Yaratılan usta işi dinamikler ve ayrıntılar biraz zorlayıcı bile sayılabilir. Fakat her ne şekilde olursa olsun nihai olarak kesinlikle bir üstünlüğe sahip. Epik uzunluktaki parçalar, dikkat çalmadan grubun karakteristik teknik yeteneği ile hayranlık uyandıran tutarlı bir bütüne dönüşüyor. Tuhaf karakterlerle oynanan karanlık bir satranç oyununda rakibiniz olarak karşı tarafta epey tekinsiz tipler oturuyor. Tek hamlede mat olmanız an meselesi. Ayin gibi!

4. Vitriol – Suffer & Become

Yayınlandığı ilk günden beri sene sonu listemde yer alacağını ön görmüştüm. Sesle adam dövülür mü, dövülebiliyor gördüğünüz gibi. Ağızdan köpükler saça saça edilen bir kavganın soundtracki olsa kimse de şaşırmaz. Yaptıkları işe odaklı ve yetenekli insanların böyle sonuçlar elde etmesi normal. Başka türlü oldukça ruhsuz, elde hesap makinesi ile veri takip edilen bir müziğe dönüşebilecek bir müziği alıp tüm duyu organlarınızı harekete geçirecek bir silaha döndürmek neresinden baksan alkışlık. Tekniklik, karmaşıklık ve zeka içeren, hepsi de zehirle kaplı bir death metal’i seviyorsanız, Suffer & Become tam size göre. Deli gibi!

3. Pyrrhon – Exhaus

Göz gözü görmez bir kargaşanın ortasında açan bir çiç…yok yok tam olarak öyle değil. Baya bildiğin adamı akıl hastanesine yatıracak kadar çılgınlık içeren bir albüm var sıralamamızda. Ve kesinlikle diskografilerine baktığımızda zirveyi gördükleri zaman dilimindeler. Exhaust, Pyrrhon’un ağını daha önce hiç olmadığı kadar genişletecek kadar şahane bence. Evet kendileri çoğu insanın kolay dinlenebilir olarak düşündüğü bir grup olmayacak olsa da, başardıkları şeyi yedi düvele övesim var. Ben bu albümü defalarca dinledim defaaaalarca. Ve her seferinde de hayranlıkla kalktım başından. Denk getirsem hemen plağını alıp arşive katma niyetindeyim. Usta işi bir cinnet var karşımızda. Şiir gibi!

2. Blood Incantation – Absolute Elsewhere

Muhtemelen bu sene en çok duyduğunuz/okuduğunuz albümlerden birisi olduğu için tıraşı kesip direkt sizi albüme tekrar ışınlayalım bence. Bunu bağlı bulundukları tüm evrenler ve zaman dilimlerinde bile yapmalıyız sanırım. Yer yüzünün en dipsiz çukurlarına düştükten sonra orada kaos ve lavlar ile yıkanıp, şimdi gizli medeniyetlerle tekrar uzaya kavuşmaları önemli zira. Evet evet bunu düzenli aralıklarla övmeliyiz. Görev gibi!

1. Ulcerate – Cutting the Throat of God

Hakkında daha fazla şey söylemenin anlamsız bir yere vardığı gerçek bir başyapıt. Konsere geldiklerinde de bunu bir kez daha anladım. Çıktığı günden beri sayısız tekrarla dinliyorum. Dinledikçe hacmi de lezzeti de arttı üstelik. Her saniyesini ezbere alma refleksi yaratan az albüm var ortamlarda. Bu açıdan bile Ulcerate, çok ama çok büyüksün. İlk dinlediğimde de sene sonu listesinde yerin hazır demiştim. Buyur geç yerine otur şimdi. Seni seviyorum, kardeşim gibi!

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.