Haftalık Bülten #5

Paylaş:

Yeni yıl rehavetini üstümüzden nihayet attık, haftalık bülten serisinin beşinci bölümüyle kaldığımız yerden devam ediyoruz. 2022 albümleri de yavaştan gelmeye başlamışken, arayı çok soğutmadan geçen hafta çıkan albüm ve single’lardan dikkatimizi çekenleri sizin için yorumladık.

Tony Martin – Thorns (Battlegod Productions)

Kerem Onan: Black Sabbath’ın hep “üçüncü” planda kalmasına rağmen, grubun Ozzy sonrasına da  sahip çıkan fanlarının çok çok sevdiği billur sesli vokalist Tony Martin, 17 yıl sonra yayınladığı üçüncü solo albümü ile kulaklarda bayram havası yaratmayı başarıyor. Ozzy’nin No More Tears sonrası modern soundu ile Sabbath’ın kendisiyle beraber Tyr gibi dev ama zamanında değeri anlaşılamamış albümleri yayımladığı dönemin ruhunu taşıyan besteleri harmanladığı bu albümde Martin, bir kere öncelikle vokal şov yapıyor. Baladlar ve midtempo şarkılarda Sabbath ruhunu çok iyi yakalayarak Tony babayı başarıyla besleyen gitarist Scott McCellan, sert şarkılarda Pantera sevgisine biraz hakim olabilseymiş albüm on üzerinden onluk olurmuş. Her heavy metal severin dinlemesi gereken 2022 albümlerinden…

Mor ve Ötesi – Sirenler

Volkan Atay: Uzun süredir beklenen albümü ile Mor ve Ötesi yine bildiği sulardan müzik üretmeye devam etmiş gözüküyor. Bu devamlılık zaten kemik hayranlarının tam olarak beklediği şey olabilir. Kimilerince ise risk almadan yapılan bir albüm daha olarak okunabilir.

Zannediyorum bu kontrastı yaratan şey yola çıkış amaçları. Çünkü söyleyecekleri olan grupları dinlemek özel bir durum ve çok da belirginleştiriyor bazı işleri. Ama Mor ve Ötesi için, albümü sesli bir kitap olarak düşünmediklerini varsayarak, temel eleştiriyi müzik üzerinden yapıyor olmayı tercih ediyorum elbette. Mor ve Ötesi şarkı sözlerine dikkat çekmek yerine odağa müziği koyduklarında iş benim açımdan çözülmüş olacak. Bunu harika bir şekilde birleştirdikleri bir tane albümleri var ve hepimiz adını biliyoruz sanırım.

Sirenler iyi bir prodüksiyon ile kaydedilmiş, yoğun akıcı bir trafik ile seyreden iyi bir albüm. Birkaç şarkı dışında alışamadığım, yadırgadığım, geçme hissi yaşadığım bir albüm değil. Ne kadar uzun süreli bir etkisi olur bilemem ama şarkıları grubun en güçlü olduğu yanı olan konserlerinde tecrübe etmek için can atıyorum diyebilirim. Son zamanlarda iyiden iyiye kabızlaşmış Türkçe sözlü rock işleri arasında ışıl ışıl parlasa da kendilerinden çok daha vurucu işler beklemek de hakkımız.

Kana Kana – Ölüler Hariç

Orçun Onat Demiröz: Sevdiğiniz insanların işlerini yorumlamak ya da o işlere dair kritik yazmak zordur. Hele elinizde makasla gezen, müşkülpesent ve de “politik doğrucu” biri değilseniz. Fakat Kana Kana’nın debut albümü Ölüler Hariç, nitelikli yapısıyla bu durumu benim adıma hayli kolaylaştırıyor.

Açıkçası Kana Kana’nın ilk single’ı Düğüm’ü dinlediğimde bir esrime yaşamıştım. Buna benzer bir esrimeyi She Past Away’in Kasvetli Kutlaması’nı duyduğumda da yaşamıştım. Hatta sonrasında Övünç Dan bana bu şarkıyı Sons of Anarchy serisindeki Opie’nin öldüğü sahneden esinlenerek yazdığını anlattığında şarkıya daha çok düşmüştüm. Düğüm; lirikleri, nakaratı, karanlık hissiyatı ve synth dolguları ile nokta atışı bir “goth pop” hitiydi.

O zamandan beri de Kana Kana’nın albümünü merakla bekliyordum, ara ara yayınlanan single’ları dinliyordum. Bu bekleyiş geçtiğimiz cuma günü sona erdi ve albüm nihayet yayınlandı. İşin doğrusu albüm yayınlandığından beri de başka bir şey dinleyesim gelmiyor, takılıp kalmış gibiyim. Sanırım albüm esas gücünü de o damardan sızan ve ruha saplanıp kalan hissiyatından alıyor.

Tabii bu koyu hissiyatı, birinci sınıf bir prodüksiyon ve işçilik de destekliyor. Bu noktada albümün bir “one man mission” albümü olduğunu ve albümdeki her şeyin Övünç tarafından paketlendiğini de hatırlatmak lazım. Bu nedenle bu albüm Övünç’ün müzisyen kimliği yanı sıra prodüktör kimliği ile de ölçülmeli.

80’lerde ortaya çıkan “New Romantics” akımından izler taşıyan ve Duran Duran, Depeche Mode, The Cure, The Smiths gibi ikonik gruplardan bir şeyler bulabileceğiniz Ölüler Hariç, sound olarak da ortaya koyduğu türün hakkını veriyor.

Neticede bu tür ve sound fazlasıyla Batılı. O yüzden bu türü Türkçe kalıplara oturtmak ve hakkıyla uygulamak kolay bir iş değil. Albümü dinlerken de kulağınıza takılan ya da kulağınızı tırmalayan tek bir şey olmuyor ve albüm baştan sona yakalanan bir ahenkle akıp gidiyor. Bu ahenk de albümün çok iyi demlenmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca albümdeki tüm liriklerin, melodilerin ve nakarat bölümlerinin de çok iyi düzenlendiğini söylemek gerekiyor.

Sonuç olarak Kana Kana’nın Ölüler Hariç’i yılın en dikkat çekici ve en özel “yerli” albümlerinden birisi olarak karşımızda duruyor. Bu “Türkçe Sözlü Hafif Gotik Müziği”nin tadını doyasıya çıkarmak da size kalıyor.

Yazıyı bitirmeden önce de Övünç ile bir video röportaj yaptığımızı belirteyim. Bu kritiği okuduktan sonra o tarafa doğru geçin, albüme dair hikayeleri bir de Övünç’ün ağzından dinleyin.

Comeback Kid – Heavy Steps

Ersay Uçak: Kanada’nın hardcore medar-ı iftiharı Comeback Kid 5 yıllık aradan sonra yedinci albümleri “Heavy Steps” ile geri döndü. 2014 yılında yayınladıkları başyapıt “Die Knowing” sonrası gelen 2017 tarihli “The Outsider”, kanımca kariyerlerinin en zayıf halkası olmuştu. Pandemi süreci Comeback’e yaramış. Grup elemanları içlerindeki tüm sıkıntı, depresyon ve umutsuzluğu bir yıkım güllesine dönüştürmüş. Cayır cayır riff’ler ve overdose adrenalin patlamalı breakdown’larla bezeli parçalar, bulunduğunuz ortamı adeta ateşe veriyor. Üç kere canlı izleme fırsatı bulduğum Comeback Kid, konserlere top-tüfek-tank ile geliyoruz diyor. Joe Duplantier’li (Gojira) “Crossed,” “Shadow of Doubt” ve “Dead on the Fence”e ayrıca dikkat.

The Halo Effect – Feel What I Believe (Single)

Burak Gülgüler: At The Gates’in deneysellik peşinde koştuğu, Dark Tranquillity’nin düz vokallere ağırlık verdiği, In Flames’in pop şarkıları yaptığı şu günlerde; In Flames’in eski beş üyesinin bir araya geldiği “THE HALO EFFECT” 2022’deki melodik death metal çözüm ortağımız olacağa benzer. İlk şarkıları “Shadowminds”ın ardından piyasaya sürdükleri “Feel What I Believe”, In Flames’in The Jester Race dönemi gibi bir şeyler bekleyen hayranlarını hayal kırıklığına uğratsa dahi Colony – Come Clarity arasındaki dönemini seven fanlara ilaç gibi gelecektir.

Immolation – The Age Of No Light (Single, Nuclear Blast)

Kerem Onan: Yılın tam sonunda önümüzdeki ay çıkacak yeni albümleri Acts Of God’ın kapanış şarkısı Apostle’ı paylaşarak 2022’ye dair umutlarımızı yeşerten Immo’lar, şimdi de albümün şarkı sıralaması olarak başlarında yer alan ve dinleyicide ağır bir tempoda atılmış Viking tokadı etkisi uyandıran yeni single’ını ateşledi bu hafta. Giriş rifinin şarkıyı yavaşça örerken takındığı endam çok acaip şarkıda. Dinlemeden geçmeyin.

 

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.