Mille Petrozza ile KREATOR röportajı: “Geri dönmeye hazırız”

Geçtiğimiz ay 15. stüdyo albümü Hate Über Alles’i bu yıl yayımlayan Alman thrash metal devi Kreator bu Cumartesi İstanbul Parkorman’da gerçekleşecek Rock Off 2022 festivalinde headliner olarak konser vermek üzere yeniden ülkemize geliyor. Konser öncesinde grubun beyni Mille Petrozza yoğun programı arasında bize kısa da olsa vakit ayırıp sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
Selam Mille, nasılsın?
Mille: Gayet iyiyim, sen?
Ben de iyiyim, 7-8 yıllık bir aradan sonra sizleri yeniden Türkiye’de görmek için sabırsızlanıyorum.
Mille: Biz de çok heyecanlıyız. Geri dönmeye hazırız, harika olacak.
Bunu duyduğuma sevindim. Öncelikle pandemi döneminin sizin için nasıl geçtiğini sormak istiyorum. Albümü pandemi esnasında kaydettiğinizi biliyorum, bunun dışında süreci genel olarak nasıl geçirdiniz?
Mille: Pek hastalanmadım ve ailemden kimseyi de kaybetmedim. Biraz sıkıcı bir süreçti tabii ki, ama en azından yeni müzik ve konseptler üzerinde mümkün olduğunca çalışma fırsatı bulduk. Dolayısıyla pandemi bizi tam anlamıyla olumsuz etkiledi de diyemem. Dünyadaki herkes için aynı şekilde olmuş olsa gerek, değil mi? Yani kötü bir süreçti tabii ki, iyi herhangi bir tarafı yoktu. Ama bu süreci dahi olabilecek en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştık.
Bize Hate Über Alles’in yazım sürecinden biraz bahsedebilir misin? Başta birkaç fikirle başlayıp albümün kalanını stüdyoda mı bir araya getirdiniz, yoksa stüdyoya girdiğinizde her şey hazır mıydı?
Mille: Daha hazırlıklı olamazdık sanırım. Pandemi sebebiyle o kadar çok boş vaktimiz oldu ki her ince detayın üzerinde durma şansımız oldu ve çok fazla prova aldık. Stüdyoya girdiğimizde herkes ne yapacağını biliyordu, kimsenin kafasında herhangi bir soru işareti yoktu. Dolayısıyla stüdyoya hiç olmadığı kadar hazırlıklı bir şekilde girdiğimizi düşünüyorum.
Pandemi gerçekten kötü bir süreçti, buna şüphe yok. Ancak bazı müzisyenler de bunu fırsata çevirdiler. Opeth ve In Flames gibi gruplarla konuşma fırsatı buldum ve onlar da “nihayet bir şeyler yapacak vaktimiz var” dediler. Sanırım bu yüzden neredeyse her grup yeni albümleri için hiç olmadığı kadar iyi hazırlanma imkanı buldu.
Mille: Evet, kesinlikle. Bizim için biraz garip oldu, çünkü biz zaten 2019’da yeni albüm doğrultusunda bir şey yapmama kararı almıştık. Pandeminin çıkacağını bilseydik 2019’u asla pas geçmezdik. Ama sonuçta konsersiz onca zaman geçti ve konser vermeyi cidden özlemeye başladım. Bu süreçte müzik yapmayı ne kadar sevdiğimi bir kez daha anladım.
Kesinlikle anlayabiliyorum. Pandemiden sonraki ilk konserinizi hatırlıyor musun? Seyircinin tepkisi nasıldı? Hatırladığım kadarıyla 2021’de de bir konser vermiştiniz.
Mille: İngiltere’de Bloodstock festivalinde çalmıştık ve inanılmaz bir deneyimdi. Biraz da garipti tabii, çünkü o esnada İngiltere hükümeti dışarıdan gelenlere 10 günlük bir karantina uyguluyordu. Konserden 10 gün önce İngiltere’de olmamız gerekti ve 10 gün boyunca prova aldık. Bu kadar sık prova almamız da konsere olabildiğince hazırlıklı bir şekilde çıkmamızı sağladı tabii. Bloodstock’taki enerji harikaydı, çünkü İngiltere’de uzun zamandır doğru düzgün bir konser olmamıştı ve insanlar canlı müzik duymaya can atıyordu. Dolayısıyla oldukça özel bir konser oldu.
Eski basçınız Christian hakkında bir soru sormamda herhangi bir sakınca var mı?
Mille: Biraz soruya bağlı hahahahahah.
Christian’ın gruptan ayrılmasıyla birlikte yaklaşık 25 yıldan sonra ilk kez yeni bir basçınız var. Bu değişiklik grubu nasıl etkiledi?
Mille: Güzel soru. Yeni basçımızı ararken herhangi bir seçme sürecine girmedik. Bildiğin üzere gruplar yeni bir üyeye ihtiyaçları olduklarında genellikle seçmeler düzenlemeyi tercih ediyorlar. Bizim için ise
tek bir telefon görüşmesi yeterli oldu. Fred uzun yıllardır gruba yakın biri olduğundan aklımıza ilk gelen isim o oldu. Yeni bir basçı arayışına girdiğimiz an Fred’i aradım, o da kabul etti. Sonra tam birlikte prova almaya başlamışken pandemi başladı ve birdenbire öylece kaldık. Yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Sanırım kendisinin ilk konseri internetten canlı yayınlanan Wacken konseri oldu. Gruba yeni bir enerji getirdi de diyebilirim.
Albümü Avrupa’nın en meşhur stüdyolarından biri olan Hansa stüdyolarında kaydettiniz. Stüdyo Kreuzberg’deydi sanırım, değil mi?
Mille: Evet.
İki sorum olacak. Bildiğin gibi Kreuzberg, Türk nüfusuyla ünlü bir semt.
Mille: Evet, ben orada yaşıyorum zaten.
Kreuzberg’de mi yaşıyorsun? Oradaki Türk nüfusla aran nasıl? Bir Türk olarak bunu fazlasıyla merak ediyorum hahah.
Mille: Kreuzberg’deki evime yerleşmeden önce bile Essen ile Kreuzberg arasında mekik dokuyordum. Essen’deki evim hala duruyor, Kreuzberg’de bir nevi part-time yaşıyorum diyebilirim. Ama Essen’de bulunduğum mahallede bile önemli bir Türk nüfusu vardı, dolayısıyla çok fazla Türk arkadaşım var. Bu tür topluluklarda bulunmak her zaman çok güzel bir duygu. Ama Kreuzberg değişti diyebilirim. Türk nüfus hala var, ama dünyanın farklı yerlerinden gelen insanların sayısı giderek artıyor. Hatta biraz “burjuvalaştığını” söyleyebilirim. Yıllardır burada yaşamış insanlar buradan ayrılmak zorunda kalıyor. Biraz sıkıntılı bir durum, ama Berlin o kadar moda bir şehir oldu ki dünyanın dört bir yanından herkes burada yaşamak istiyor. Yirmi yıl önce komşunuz Türk biri veya Berlin’in yerlilerinden biriyken, bugün ise Amerikalı veya İsveçli biri olma ihtimali daha yüksek. Berlin uluslararası bir şehir haline gelmiş durumda. Bunun iyi yönleri de var, kötü yönleri de. Bir yandan farklı kültürlerin bir araya gelmesi güzel bir şey, ama nüfus çok fazla. Şehir çok kalabalık, sürekli bir şeyler oluyor. Dolayısıyla buraya yerleşecekseniz buna hazırlıklı olmanız gerekiyor. Çok fazla insan ve çok fazla ses var.
Anlayabiliyorum. Tıpkı İstanbul gibi.
Mille: Evet, muhtemelen hahah.
Hansa stüdyolarından da bahsetmek ister misin? Depeche Mode’dan David Bowie’ye kadar birçok farklı müzisyen burada albüm kaydetti. Bu atmosfer sizi de etkiledi mi?
Mille: Kesinlikle, o atmosferi her an hissedebiliyorsunuz. Bence müzik ruhani ve sihirli bir deneyim. Böyle stüdyolara girdiğinizde tabii ki David Bowie gibi isimlerin etkisini hemen oracıkta hissetmiyorsunuz. Ama biraz vakit geçirdiğinizde ve stüdyoya bakındığınızda kendi kendinize “vay be, X albümünü kaydetmiş insanların oturduğu koltukta oturuyorum” demeye başlıyorsunuz. Oradaki deneyiminiz daha ciddi bir hal alıyor, bunu iyi anlamda söylüyorum. Hansa’da kayıt almak kesinlikle onur vericiydi.
Hansa’da kayıt yapan birkaç grupla röportaj yapma fırsatım olmuştu. Onlar da Hansa’ya kayıt için gittiklerinde o atmosferi hissettiklerini söylemişlerdi.
Mille: Evet, kesinlikle öyle oluyor. Yani şöyle bir şey; en nihayetinde orası tıpkı diğerleri gibi bir kayıt stüdyosu. Ama bir taraftan da değil hahah. Elle tutulacak bir fark değil yani, ama çok daha ciddi bir ortam olduğunu saniyesinde anlıyorsunuz. Ekipman da muhteşem. Eskilerden birçok farklı analog ekipman var. Olabilecek en iyi stüdyo ortamı diyebilirim.
Gitaristiniz Sami hakkında bir sorum var. Sanırım kendisi Kreator’un en uzun soluklu gitaristi. Bunca zamandır bu kadar iyi anlaşmanızın bir sırrı var mı?
Mille: Sami ile anlaşmak gerçekten çok kolay. Mutlu biri, belirli bir düzeni var, müthiş bir gitarist ve en önemlisi de harika bir insan. Ortada herhangi bir drama olmayınca da bunca zamandır grupta olması çok doğal.
Son zamanlarda takip ettiğin yeni bir grup var mı? Okuyucularımıza tavsiye edebileceğin yeni gruplar var mı?
Mille: Metal için konuşacak olursam son zamanlarda Unto Others’ı keşfettim. Çok iyi bir grup, karanlık bir havaları var. Onun dışında da gerçekten çok fazla şey dinliyorum. Bir yandan Ignite gibi eski grupları dinliyorum, bir yandan da aklına gelebilecek tüm Alman grupları dinliyorum. Sürekli olarak da yeni müzik dinliyorum. Ha bu arada, dinledin mi bilmiyorum ama yeni Turnstile albümü de çok iyi. Cidden bir müzik bağımlısıyım, sürekli yeni bir şeyler dinliyorum.
Not ettim. Vakit ayırdığın için çok teşekkürler, Mille. Bu hafta sonu sizi izleyecek hayranlarınıza herhangi bir mesajın var mı?
Mille: Heyecanla bekliyoruz, harika bir konser olacak. Türkiye’ye geri dönmek için sabırsızlanıyoruz, arayı çok açtık hahah.
Sizi yeniden Türkiye’de görmek çok güzel olacak. Cumartesi görüşmek dileğiyle!
Mille: Orada görüşürüz!
Rock Off 2022 festivali için biletler biletix’te >>