Jimmy Bain – Karanlıktaki gökkuşağının bir rengi daha soldu
2016 yılı rock müzik camiası için ciddi anlamda yaprak dökümüne sahne oluyor. Artık sabahları sosyal medyaya bakmaya çekiniyorum. Her baktığımda ölen yeni bir müzik ikonu haberiyle karşılaşıyorum. Çocukluğumuzun kahramanları, asla ölmez diye düşündüğümüz insanların birer birer aramızdan ayrılmasını görüp, dünya üzerinde tutunacak dallarımızın gün be gün azaldığı hissi en acı olan zaten.
Bugün de uyanıp Twitter’a ilk baktığımda Rainbow, Thin Lizzy ve en çok bilinen dönemi olan Dio’ nun bas gitaristi İskoç Jimmy Bain 68 yaşında sonsuzluğa göç ettiğini okudum. Bu ay içinde aynı hissi defalarca yaşamış olsam da içimde yine derin bir boşluk oluştu. Stilini çok sevdiğim ve tanıştığım, sohbet edebildiğim için kendimi şanslı hissettiğim bi insandı Jimmy Bain. Ölüm nedeni hala muamma iken kendisinin geçmişinde uyuşturucu ve alkol ile oldukça haşır neşir olduğu da bir gerçek. Bu konuyla ilgili grup arkadaşı Vivian Campbell’ın da ölümü sonrası açıklamaları var. Bir yıldan fazla süredir temiz olduğunu vurgulasa da yılların alışkanlıklarının vucuda yaptığı tahribat muhakkak büyük olur. Aslında sansasyon seven medyadan farklı olarak bir müzisyenin nasıl öldüğünden ziyade, yaşarken neler yaptığından bahsetmek gerek. Biz de öyle yapalım.
Bazı müzisyenler vardır. Çok fazla ön plana çıkmazlar ama eksiklikleri de bir o kadar hissedilir. Guns n’ Roses’dan Izzy Stradlin, Iron Maiden’dan Adrian Smith bu isimlere örnektir. Jimmy Bain de Dio’nun müzikal harmanı için aynı derecede önemli bi elementti. Bazı ismi lazım değil bas gitaristler gibi köşede sadece akor basıp haybeye ekmek yemedi. Ronnie James Dio’nun solo kariyerine başladığı ve kusursuz olan ilk iki albümündeki bir çok hitte Jimmy Bain in de imzası vardır. Kendisi Stand Up and Shout, Straight Through the Heart, Rainbow in the Dark, Last in Line, Hungry for Heaven gibi efsane şarkıların üretimine ciddi katkıda bulunmuş, daha da önemlisi kendine has ve kemik gibi tınlayan bas tonu ile Vivian Campbell’ın gitar partisyonlarının altını gümbür gümbür doldurmuştur. Ayrıca dünya üzerinde en sevdiğim davulcu – basçı uyumlarından biridir Vinnie Appice-Jimmy Bain uyumu. İlk dört Dio albümünden sonra aynı uyum kanımca diğer Dio albümlerinde tekrar edilememiştir. (‘Strange Highways’ kanımca ‘Dehumanizer’ın devam albümüdür ve kapsam dışında tutulmuştur. )
Jimmy Bain ayrıca efsanevi Rainbow grubunda da bas gitar çalmıştır. Davulda Cozy Powell, Gitarda Ritchie Blackmore, Vokalde Ronnie James Dio ve klavyede Tony Carey ile beraber efsanevi ‘Rising’ albümü ve ‘Long Live Rock n’ Roll’ konser albümlerini kaydetmiştir. Daha sonra müzisyen öğütücü arıza adam Blackmore’un gazabına uğramış ve gruptan kovulmuştur. Ronnie James Dio’da Black Sabbath’dan ayrıldığında kendi istediği müziği özgürce yapabilmek için ilk Bain’in kapısını çalmıştı.
2003 senesinde içinde bulunduğum organizasyon ile Rock The Nations festivali kapsamında Dio grubu ile İstanbul’a gelmişti Jimmy Bain ve biz de kendisini kanlı canlı izleme şansına sahip olmuştuk. Sahne dışında sessiz, az konuşan, biraz yorgun görünümlü olmasına rağmen sahnede canavarlaşmıştı.
Ronnie James Dio öldükten sonra original Dio kadrosu üyeleri Vinne Appice, Vivian Campbell ile beraber vokale Andrew Freeman’ı alarak 2012 senesinde Last in Line grubunu kurmuşlardı. Daha yeni ‘Devil in Me‘ isimli bir şarkı yayınlamışlar ve 20 şubat tarihinde ilk albümleri Heavy Crown’u çıkaracaklardı. Albümün çıkışını görebilmesi mümkün olmadı ama aynı Dio, Lemmy ve Bowie gibi Jimmy de üreterek bu yaşama veda etti, hiç üretemeyip sürekli eleştirenlere inat…
