SUICIDAL ANGELS Röportajı: “İçimizdeki arayış hiç durmayacak”

Yunan thrash makinesi Suicidal Angels, 17 Mayıs Cuma akşamı Metalium ve Murder King ile birlikte Dorock XL Venue’de metal dinleyicilerine tavizsiz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor. Konsere sayılı günler kala grubun vokalisti Nick Melissourgos sorularımızı yanıtladı. Nick ile yeni albüm Profane Prayer’ı, yaklaşan İstanbul konserini ve heavy metalin dünden bugüne durumunu konuştuk.

Merhaba Nick, yeni albüm Profane Prayer harika, şu ana kadar hayranlarından ve basından gelen tepkilerden memnun musunuz?

Merhaba, seninle tanıştığıma sevindim, röportaj için çok teşekkür ederim. Umarım her şey senin tarafında da iyi gidiyordur. Yeni albümümüz hakkındaki güzel yorumların için çok teşekkür ederim, beğendiğinize sevindim! Şu ana kadarki tüm eleştiriler ve tepkiler gerçekten çok iyi, insanlar ve basın yeni albümümüzü büyük bir saygı ve sevgiyle karşıladı. Asıl olay ise, daha fazla ülkede listelere girmeyi ve üst sıralara çıkmayı başarmış olmamızdır. Yani bu albümün bizi bir adım daha ileri taşıyacağını düşünüyorum.

Yeni albümde Rotting Christ’in efsane ismi Sakis Tolis ile düet yaptığınız “Deathstalker” isimli bir şarkı var. Bu şarkının hikayesi nedir? Yazma süreci nasıl ilerledi, Sakis’le işbirliği yapmak kimin fikriydi?

Bu özel şarkıda konuk vokal sadece Sakis değil, aynı zamanda Nightfall’dan Efthimis ve Septic Flesh’in eski davulcusu Fotis Bernado da yer aldı. Şarkının yazım süreci kolay değildi. Bilirsiniz, böyle uzun şarkılarda ayrıntılara daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor, çünkü farkı yaratacak ve aslında uzun bir şarkı yapmak, sıkıcı ya da ilginç olmak arasındaki çizgiyi çizecek şeyler var. Konuk vokallere gelince, tamamen tesadüftü. Vokal kaydı sırasında stüdyoya gidiyordum ve Sakis’i orada buldum, kişisel projesi veya Rotting Christ için bir şeyler kaydediyordu, hatırlamıyorum. O bitirir bitirmez ben başladım. O da etrafta takılıyordu ve bir noktada ona birkaç satır vokal eklemek isteyip istemediğini sordum. Tamam, hadi bunu deneyelim dedi… Ve işte buradayız! Bir süre sonra Efthimis merhaba demek için uğradı ve ona da birkaç satır eklemek isteyip istemediğini sordum, o da hemen kabul etti. Bundan sonra Fotis ben de bir şeyler yapacağım dedi ve aslında orta kısmı clean vokallerle söyledi. Bu şarkıda tüm bu konuk vokalleri bu şekilde oluşturduk ve sonuç muhteşem oldu!

İlk albümün ardından tekrar Nuclear Blast bünyesine geri döndünüz, grup ve plak firmasının 15 yıl içindeki değişimi ve firmanın gruba karşı tutumunun nasıl olduğuyla ilgili neler söylemek istersin?

Yıllar içinde birçok değişim yaşandı tabii. Nuclear Blast’a geri döndüğümüz için gerçekten mutluyuz. Bizi kollarını açarak karşıladılar ve inan bana yeni albümde inanılmaz bir destek ve tanıtım imkanı verdiler. İlişkimizi sürdürmeyi ve daha da büyütmeyi gerçekten sabırsızlıkla bekliyoruz! Harika insanlar, ne yaptıklarını gerçekten biliyorlar ve her ikimiz de gelecekte en iyi sonucu almayı umuyoruz.

Sanırım bu, konser için Türkiye’de üçüncü gelişiniz olacak. Önceki konserlerden aklınıza gelen komik bir anı var mı?

Yanılmıyorsam Türkiye’ye dördüncü kez geliyor olmalıyız. Her seferinde inanılmaz anlar yaşadık, harika insanlarla, metal müziğin gerçek destekçileriyle tanıştık ve geri dönüşümüzü sabırsızlıkla bekliyoruz! Dünyanın her yerinde her zaman komik hikayeler olur ama bilirsiniz, yolda olan şey yolda kalır ve her çılgın olay orada olan insanların arasında kalır hahaha!

17 Mayıs’taki konseriniz İstanbul Dorock Venue’de gerçekleşecek ve bu defa konuk gruplar İstanbul’un duayenlerinden Metalium ve Murder King. Sanırım bu Türkiye’nin en kalabalık Suicidal Angels konseri olacak! Konser için Türk thrashçilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Evet, Türkiye’nin en büyük ve en kalabalık Suicidal Angels konseri olmasını umuyoruz, ve yeni arkadaşlarla tanışma şansımız olacak! Bize katılın ve birlikte cehennemi canlandırıp tam bir thrash metal kaosu yaratalım! Kimsenin unutamayacağı bir gece olsun.

Heavy metalin ekstrem türleri yeniden tüm dünyaya yayılıyor ve son on yılda dikkat çekici Yunan ve Türk gruplar ortaya çıkıyor. Dinleyicilerimize hangi Yunan grupları önerirsin?

Evet, haklısınız, fırtına gibi heavy metal yağıyor ve bu gerçekten harika. En sevdiğimiz şey olan metal müziği üreten grupların sayısının giderek arttığını görmekten çok mutluyum. Yunan gruplarına gelince, isim vermeyeceğim ama şunu söylemek isterim, eğer araştırmayı seviyorsanız, klasik heavy metal ya da daha uç ve deneysel olanlar da dahil, metalin her türünden güzel gruplar bulabileceğinizden %100 eminim. deneysel. Benim için en önemlisi, sınırları aşan ve büyük veya daha küçük festivallere katılan, turne etkinliklerinin bir parçası olan daha fazla grup görüyor olmaktır.

Heavy metal tarihinde dört neslin albümler satın aldığı, festivallere ve konserlere katıldığı bir dönem yaşanıyor. Grubu ilk kurduğunuz yıllar heavy metal için zor dönemlerdi ve sizin gibi yeraltından gelen yeni bir nesil, bu müziği yeniden yukarıya taşıdı. Suicidal Angels’ın bu konudaki rolü hakkında ne söylemek istersin?

Bu değişimin bir parçası olmaktan gerçekten mutluyuz, hatta bunun bizim için bir onur olduğunu söyleyebilirim. Söylediğiniz tüm nesillerden insanların konserlerimize katıldıklarını görmek, yüzlerindeki gülümsemeleri görmek ve gecenin sonunda hep birlikte büyük bir aile olarak bir araya gelmek inanılmaz.

CD veya plak koleksiyonunuz var mı? En son satın aldığınız albüm neydi?

Evet bir koleksiyonum var ama çok büyük değil. Küçükken daha çok CD ve plak toplardım ama yine de gerçekten beğendiğim bir şeyi satın alıyorum ve koleksiyonumaa eklemek istiyorum. Dürüst olmak gerekirse, sanırım son olarak yeni Priest albümünü aldım ve itiraf etmeliyim ki gerçekten çok iyiydi!

Profane Prayer’da grubun müzikal gelişiminin halen devam ettiğini görüyoruz, yeni albümün müzikal yönünü nasıl tanımlarsınız? Kariyeriniz boyunca Avrupa ve Amerika thrash metal gelenekleri arasında değişen bir denge vardı ancak son üç albümde daha gırtlaktan sert vokaller ve nwobhm etkileri gibi yeni tatlar alıyorum. Albümü oluştururken müzikal açıdan temel motivasyonlarınız nelerdi?

Her albümde, müziğimizle birlikte ilerlemeye, gelişmeye çalışıyoruz. Kendimizi tekrar etmek istemiyoruz ve önceki albümlerde olduğumuz gibi aynı yollarda kalmak istemiyoruz vs. Bu oldukça zor bir şey, bunu kabul etmeliyim. Çünkü thrash metalin sınırları dar ama aynı zamanda çok geniş, anladığınızı düşünüyorum. Ayrıca, yaratmak istediğimiz müzikle ilgili tüm etkenleri alıp kendi bakış açımıza göre filtreliyoruz, bu yüzden yıllar içinde bir şekilde kendi kimliğimizi yaratmayı başardığımıza inanıyorum. Şu kesin, içimizdeki arayış hiç durmayacak, yıllar boyunca tüm takipçilerimize hep en iyiyi ulaştırmak istiyoruz!

Teknolojiye ayak uyduran gruplar, şarkı sözü ve müzik yazımı ya da  kapak tasarımı gibi işlerde yapay zekayı kullanmaya başladı. Bu konuda ne düşünüyorsun? Yapay zeka müzik endüstrisinde büyük bir değişime yol açıp müziğin ruhunu öldürecek mi yoksa bu konuda daha olumlu bir görüşe mi sahipsin?

Dürüst olmak gerekirse umarım öyle olmaz. O zaman yaratıcılığın büyüsü bir şekilde “kaybolacak”. Kendimi bir algoritmadan müzik yaparken hayal edemiyorum, böyle bir fikir beni korkutuyor. İnsanların kendi başlarına müzik yaratmaya devam edeceklerine inanıyorum. Bu işin sihri de budur; iç ruhunuzdan, iç güdülerinizden, kişisel deneyimlerinizden ve bakış açınızdan gelen bir şey yaratmak. Belki AI müzikle ilgili diğer bazı kategorilerde yardımcı olabilir ama yine de müziğin, şarkı sözlerinin, albüm kapaklarının vb. müzisyenlerin ruhundan ve tutkusundan geleceğine inanıyorum.

Cevaplar için teşekkür ederim. Röportajı bitirirken son sözlerin neler?

Ben de röportaj için çok teşekkür ederim, zaman ayırdığınız için çok teşekkürler. Türkiye’deki konserimizi gerçekten sabırsızlıkla bekliyoruz, muhteşem bir gösteri olacak! “Bize katılın kardeşler!!” (Son cümleyi Türkçe yazdı)