VEKTOR – Terminal Redux

Lafı uzatmadan başından yazayım; Arizona’lı progresif thrash metal hücresi Vektor, Century Media’dan çıkan üçüncü albümü “Terminal Redux” ile türünde yılın albümlerinden birine imza atmış, sakın kaçırmayın.
Her şeyi baştan keşfettiğimiz retro çağının sert müziğe ilk yansımalarından biri, thrash/crossover ortamlarında olmuştu hatırlarsanız. Bir anda her yer “Municipal Waste ve peşinden koşanlar” korosuyla dolmuş, buradan binilen minibüsle binlerce genç, 80’lerden başlayarak speed metal’den black/thrash metale kadar yeraltının nimetlerini keşfetmişti. DRI klonları konuya eğlenceli bir girişti ve görevlerini yapıp bir kenara çekildiler neyse ki. Bu sayede, aslen 2000’lerin başından beri müzik yapan Vektor gibi gruplar da aradan sıyrılarak kulaklarımızda bayram havası estirebildiler. Retro çağı erken tükenseydi ve tüm alt türlere yayılmasaydı, belki de logolarını hiç çekinmeden Voivod logosundan apartan grup kaybolup gidecekti tarihin karanlık sularında.
Neyse ki sadece yeni neslin ilgisi kabarmamıştı heavy metal ve punk’ın her kesimine, olay bundan ibaret değildi. 80’lerde ve 90’larda bu müziği dinleyen binlerce insan artık 30’larında, kredi kartı sahibi, anne babalarından bağımsız tüketiciler haline gelmişlerdi. Ve evet, sorumluluklarla dolu boktan günlük hayatlarında en çok özledikleri şey gençliklerinde dinledikleri o deli işi müziğin verdiği duyguyu yeniden yaşamaktı. Yeni neslin geçmişi keşfi ile yeniden mainstream radarlara giren sert müzik ve türevlerinin plak formatıyla yeniden satışlarının – eski rakamlarla olmasa da – yeniden coşmasının ardında bu durum yatar. Eminim hepinizin çevresinde eskiden dinlediklerini plak olarak toplayan bir iki “abiniz ablanız” vardır :) Dünyanın müreffeh ülkelerinde işte bu durum daha netti. Çünkü rock’n’roll yaşlanmıştı artık. Yeraltı konseptli Eindhoven Metal Meeting, Hellfest gibi festivallerden Rolling Stones turnesine kadar tüm ortamlarda artık üç dört nesli beraber eğlenirken görebiliyordunuz. Tarihte ilk defa sert müzik bu kadar geniş bir yaş aralığına hitap ediyordu. Endüstri bitmek üzereyken bu durum ile yeniden canlandı ve müzik ile ilgili her şeyin muhtemelen tamamen software’den ibaret olacağı yeni ortama geçiş yaparken bu sıçramanın gazını kullandı.
Neyse, mevzuyu dağıttık yine, Vektor’e dönelim. Grubun demo olarak bilinen ama aslında ilk albümü olarak nitelendirebileceğimiz 2006 tarihli “Demolition” ile mevzuya girişi çok sertti. Enstrumantal şarkılarda bile korkunç bir hız rüzgarı esiyor, açıkçası bazen insana “yavaş be abi” dedirten bir vahşiliğe ulaşıyordu sertlikleri. Voivod’un ilk iki albümünü alıp – yine retro çağından sonra baştan keşfedilen – eskilerden Toxik’in, Agent Steel’in ilk yıllarının şiddetine çarptığınızda karşınıza Vektor çıkıyordu. Yıllar ilerledikçe ve grup tanınmaya başladıkça müzikleri de gelişti, ilerledi. Sırasıyla “Black Future” ve “Outer Isolation” ile 2010’lu yılların ilk yarısına damga vurdular. Öyle çok mainstream bir halleri yoktu ama sonunda Century Media ile anlaşacak ve eski albümleri yeniden bastırtacak kadar seviliyorlardı. Hatta “Outer Isolation”dan sonra Avrupa’da kendilerinin headliner olduğu mini bir turneye bile çıktı grup. Her albümde daha da gelişen müziklerinde şarkılar giderek daha varyasyon dolu, daha teknik; sözler de daha derli toplu ve oturaklı hale geldi. Eninde sonunda grubun kariyerinin tepe noktasına ulaşacağı kesindi, o da “Terminal Redux” ile oldu.